6 min read

Başarının Değil, Değerlerin İnsanı Ol.

Amacımız bir başarı elde etmek ve bunu sürdürmek, ama her şeyden önce bir insan olduğumuzu bilerek ve insani değerlerden taviz vermeyerek.

Albert Einstein’ın da dediği gibi; ”Başarının değil, değerlerin insanı…” olarak. 

Bir Sokak Pazarlamacısının amacı para kazanmak değil, hizmet etmek ve değer sunmaktır. Bizler önce değeri ortaya koyar ve sunduğumuz şeyin karşılığı olanı alırız. 

En nihayetinde gayemiz ”mutlu müşteriler” ortaya çıkararak bir özgürlük elde etmek; zahirde finansal, aslında ruhsal bir özgürlük. Peki, ama nasıl? 

Bir Sokak Pazarlamacı olma yolunda ilerlerken Hareket edip bereket beklemekten, bu hareketi de verimli bir şekilde yönetmekten bahsettik. Şimdi ise bir karşılık alma zamanı, nasıl bir karşılık, ne kadar bir karşılık, bu karşılığın bedeli nedir ? Gelin Bakalım… 

Keyifli Okumalar… :) 

Sistem Bizden Neyi Gizliyor

Dijital Pazarlamaya ilk başladığımız dönemler, hizmetlerimizi belirleyip müşteri bulma serüvenine başladık. İlk amacımız satış yapmaktı fiyat açıkcası önemli değildi. Bir yandan paraya çok ihtiyacımızda vardı ama ilk müşterilerimizde bunu göz ardı etmiştik. 

Kapı kapı gezip kartvizit bıraktığımız süreçten bahsetmiştim, yine o anlardan birinde ekstra bir durum oldu, kız arkdaşımın doğum günü için ıspartada bulunmuştum daha önce hiç ıspartaya gelmemiştim, gelmeden önce ise afyon, alanya, eskişehir gibi bir çok şehirde müşteri görüşmeleri yapıyorduk. Ispartada bir kafeye oturduk, kafenin konsepti ve ortamı o kadar çok hoşuma gittiki bu kafeyi müşterim olarak hayal etmeye başladım. Bu durumla ilk defa karşılaşmıştım “bir yeri müşterim olarak hayal etmek.” Hemen kafenin sosyal medya hesaplarını inceledim, bulunduğu duruma baktım ve firma için sosyal medya tasarımları yapmaya başladım, sonrasında ise tıpkı kartvizit bırakır gibi kafe ile görüştüm numarasını aldım, aldığım numaraya o zamana kadar farklı olarak teklif ve hizmetlerimizi göndermek yerine onlar için hazırladığım sosyal medya tasarımlarını ve yol haritası gönderdim. 

Firmadan tekrar görüşmek istediklerini söyleyen bir mesaj geldi. Tekrar Ispartaya geldim ve kafe ile çalışmaya başladık. Ücreti ise aylık 1200 TL idi. Ücrete tekrar gelicem, o mesajdan sonra tüm görüştüğümüz müşteriler için sosyal medya tasarımları, hesap analizleri, yol haritaları oluşturup tekrar mesajlar atmaya başladık. 

Ispartada boş durmadım tabi kafenin tam yanındaki bir diş kliniği ile aynı yöntem ile görüşme sağlayıp o işide kaptım, ücreti aylık 1600 TL’ydi. Sonra da bu yöntemi uyguladığımız afyondan bir müşteri ilede 1600 TL ye anlaşıp. Bir kişinin ve mini bir ofisin geçim parasını çıkarmış olduk. Ispartadaki ofisimizi açma hikayemiz burada başlıyor fakat bu hikayeye farklı bir bültende tekrar gireceğim. 

Toplam 4400 tl para kazandın neyin artisliğini yapıyorsun dediğini duyar gibiyim :) rahat ol. Ücretlere bültenin sonunda tekrar geleceğim. 

Keşfettiğimiz şey müşteriler karşısında bizi saygı duyulan ve danışman olduğumuzu hissettiren bişeydi. Bu yöntemi geliştirdik ve bir sonraki müşteri teklifimize aylık 36.000 TL artı 2 adet Web sitesine 44.000 Tl lik toplamda 80.000 Tl lik teklif gönderdik. Nasıl oldu bu ? 

Gelin üç kategoride bu konuyu derinlemesine ele alalım; 

  • İzinsiz Çıraklık
  • Kazanç Değer Terazisinde Değer Tarafının 10 kat Ağır Basması Gerek
  • Değeri Görselleştirmek

İlk olarak bilmeniz gereken ”izinsiz çıraklık.” Jack Butcher’dan bunu ilk duyduğumda zaten yaptığımı farkettim ancak bunu bir kavrama dönüştürmek bana yeni kapılar açtı. 

İzinsiz çıraklığa, bir işi almadan önce karşı tarafa herhangi bir şey sormadan o işle ilgili bir ön hazırlık yapma ya da değer sunma eylemi diyebiliriz.

Örneğin yukarıda anlattığım hesap analizleri ve sosyal medya tasarımları bu işim tohumlarıydı. Bu tohumları 90 günde 1 milyon Tl kazanma challange mızda çok daha farklı bir sunuma evriltik. Şimdi ise bunu ortağımla birlikte o firmayı yorumladığımız, yapılması gerekenleri paylşatığımız zihin haritaları ve canlı yayın videoları ile yapıyoruz. Tüm detaylar için mesaj göndermekten çekinmeyin. 

Bakın bu metodun özelliği karşı taraftan herhangi bir izin almadan ona bir değer katma eylemi barındırması. Bunun bir çok katkısı var, ancak en önemli iki tanesini sizin için sıralayayım.  

  1. Herhangi bir işi almaya çalışan insanların çoğu bu yaklaşımı kullanmıyor. Siz bu sayede rahatça ayrışıyorsunuz. Ki bunu bana söyleyen bir çok insan oldu.  
  2. Karşı taraf görmese ya da kabul etmese dahi kendi adınıza önemli bir deneyim ve kazanım elde etmiş oluyorsunuz.  

Kazanç Değer Terazisinde Değer Tarafının 10 Kat Daha Ağır Basması Gerek

İkinci olarak bilmeniz gereken ise ”para el değiştirmeden bir eğitmen, koç, ya da bir danışman gibi yaklaşmak.”

Bu yaklaşım ise özellikle bir sokak pazarlamacısı için paha biçilemez bir metot.  

Bildiklerinizin tamamını anlatsanız dahi doğru bir kurguyla insanlar sizden bir deneyim satın almak isteyecektir. Öncelikle bu kaygıdan tamamen uzaklaşmanız önemli. Tüm bildiklerimi anlatmalı mıyım sorusu burada en fazla karşımıza çıkan kaygı.  

Tüm bildiklerinizi anlatamazsınız zaten. Ancak karşıdaki kişinin seviyesinde ona değer katacak bilgileri anlatmaktan çekinmemelisiniz.  

Bu size bir çok şeyi kazandırır. Bunlardan en önemlileri otorite, güven ve minnet hissidir. 

Tüm görüşmelere girdiğimizde işi alsak ya da almasakta böyle davranır ve bunu doğamız haline getirmeye gayret ederiz. Ticaretin sonsuz bir oyun olduğunu benimsemeye gayret ediyorsanız siz de öyle yapmalısınız.  

Yol boyunca oluşturduğunuz intiba, hissettirdiğiniz otorite ve size duyulan minnet bir şekilde pozitif olarak dönecektir.  

Eğer hayatınızın bundan sonraki safhasında çalışmak istediğiniz kişilerle ya da markalarlar çalışmak istediğiniz şekilde ve şartlarda iş yapmak istiyorsanız bu ikinci metoda da ihtiyacınız olacak.  

Kimseden bir işi geliştirmek için izin beklemeyin. İnsanlara kendi işinizle ilgili para el değiştirmeden değer katmayı ihmal etmeyin.  

Değeri Görselleştirmek

Hangi cesaretle aylık 3 firmadan 4400 TL kazanırken tek firmadan 80.000 Tl istedim. 

Cevabı basit. firmaya en az 500.000 tl değerinde değer kattım. Ama kolay değildi. daha bu firma verdiğimiz hizmetleri bile bilmiyorken firmanın danışmanı olmuştum. tüm bildiğim şeyleri anlatıyordum, yapıyordum, ve sonuçları ile kayıtlı bir şekilde gösteriyordum. Firma sahibi sadece benimle çalışmak istiyordu ama daha hangi hizmetleri verdiğimi bile bilmiyordu. :) 

Tüm başarılı girişimcilerin parayı denklemden çıkarın ve değer katmaya odaklanın derken aslında parayı giriş denkleminden çıkardığımız ve sonuçta tutmamız gerektiğini farkettim. 

Bu yöntem ile artık para el değiştirmeden karşı tarafa müşterim gibi yaklaşmamız gerektiği çözmüştük, bu yöntem gelişti, gelişti tekrar gelişti ve çok absürt bir aşamaya geldi. Şuan gidin sadece sağlık turizmi şirketimizi inceleyin. 

Ücretsiz 25 adet pazarlama bülteni, 10 saatin üzerinde sağlık turizmi kampı, sağlık turizmi kulübu, ücretsiz konumlandırma eğitimleri, 100e yakın sosyal medya içeriği, 50’den fazla sağlık turizmi firmasına tek seferlik ürünleştirilmiş hizmetler, 1-1 saatlik danışmanlıklar. Bir çok değer mevcut. Bu değerler gerçek, peki karşlığında ne var ne hizmet verdiğimizi bile bilmeyen ama sadece bizimle çalışmak isteyen bir sürü firma. İşte bir sokak pazarlmacısının asıl arzulaması gereken nokta burasıdır. Beyninizin yıkanmasına izin vermeyin. 

Biz sokak pazarlamacıları olarak aslında dünyayı değiştiren birer sanatçılarız, yaptığınız pazarlama işinizde uygulamanız gereken iki prensip var; 

  1. İzinsiz çıraklık, 
  2. Para el değiştirmeden danışman ol. 

Bu prensipler ile birlikte arzuladığın şey daha fazla müşteri olmayacak çünkü bir firmadan 10 müşteriden alacağın finansmanı kazanıyor olacaksın ve en güzel tarafı o müşteriyi başarıya ulaştırmak için tutkun hiç bitmeyecek neden ? Yeni bir duygu keşfettiğin için “bir yeri müşterim olarak hayal etmek.“ 

Yada gidin, müşterilerden bildikleriniz gizleyin, para elinize geçmeden hiç bir işe dokunmayın, aylık asgari ücret dikeyinde paralar kazanın, abi bu para yetmiyor daha fazla müşteri lazım deyip durun.