Bir Dahi Gibi Nasıl Düşünebilirim?
Bazen düşünüyorum… :)
İnsanın özgür olup olmadığı aslında çok basit bir yerden belli oluyor: Hayatta istediğini alıp almadığından.
Ama işte mesele, çoğu insanın ne istediğini bile netleştiremiyor olması. Çünkü düşünmeyi bilmiyorlar. Öğrenmeyi öğrenmek, para kazanmayı öğrenmek… tamam. Ama asıl mesele düşünmeyi öğrenmek. Çünkü düşüncen, öğrenmeyi de eylemini de belirliyor.
Dan Koe’nin şu yazısını okurken fark ettim ki; dahi gibi düşünmek zeka meselesi değil, berraklık meselesi.
Çünkü “zeki” diye bildiğimiz insanlar, aslında sadece ezberlemiş. Risk almayı akıllıca bulmadıkları için potansiyellerini hiç kullanamıyorlar. Tam tersi, “aptal” dediğimiz bazı insanlar sırf deli cesaretiyle hayatlarının yönünü değiştiriyor.
Burada kritik nokta şu: İnsanların çoğu kendi hayatını sevmiyor ama çıkış yolunu göremiyor. Çünkü zihinleri kaygıyla, stresle, gürültüyle dolu. Berrak değil.
Asıl mesele düşünceyi berraklaştırmak. Ve bu bir beceri. Çalışılarak geliştirilebilecek bir kas.
Ken Wilber’in haritası üzerine yazmış Dan Koe. Bütün bilgiyi dört alana ayırıyor:

- İçsel bireysel: Zihnindeki düşünceler, inançlar, duygular.
- Dışsal bireysel: Eylemlerin, alışkanlıkların, yaptıkların.
- İçsel kolektif: Kültür, değerler, inandığın ortak bilinç.
- Dışsal kolektif: Sistemler, kurumlar, kurallar.
Ve insanlar sadece birini seçip orada hapsoluyor. Dini olan sadece inanca bakıyor, kapitalist olan sadece sisteme, bilimci olan sadece maddeye, ruhani olan sadece içsel huzura. Ama gerçek berraklık bütününü görebilmekte. Çünkü sorunların çözümü her zaman tek boyutta yatmıyor.
Kendi hayatını ne yapacağını bilemeyen insanların sıkışma noktası da tam burada. Yanlış sorular soruyorlar ya da tek cevaba saplanıp kalıyorlar. Oysa dahi gibi düşünmek, farklı bakış açılarını birleştirip net bir senteze ulaşmak demek.
Neden Zeki İnsanlar Çoğu Zaman Aptaldır?
Çünkü tek bir seviyeye hapsolmuşlardır. “Tüm Seviyeler”, bireylerin ve kolektiflerin bilinç düzeylerinde evrimleşme aşamalarını ifade eder. Bu çok önemlidir çünkü çoğu çatışma ya da “imkânsız” görünen sorun, insanların farklı seviyelerden düşünmesinden kaynaklanır.
Spiral Dinamikler ve ego gelişiminin 9 aşaması bu noktada bize bir harita sunar. Her aşama, insanların ve kültürlerin hangi değerleri merkeze aldığını, kararlarını nasıl verdiklerini ve sorunlara nasıl yaklaştıklarını gösterir.

Çoğu insan ilk üç seviyede sıkışıp kalırken, az sayıda kişi daha yüksek seviyelere ilerler ve farklı bakış açılarını sentezleyerek dahi gibi düşünebilir.
Bu düşünce seviyesinde koe 4'ünü ele alıyor. Koe, bunu da açıklıyor: Premodern Düşünce (geleneklere bağlı), Modern Düşünce (bilim, bireysel başarı), Postmodern Düşünce (herkesin haklı olduğu görececilik). İnsanların çoğu bu üç seviyede sıkışmış durumda. Ve oradan baktığında hep siyah-beyaz görüyorsun: Ben haklıyım, sen haksızsın.
Asıl mesele, her şeyin sentezinden doğan çözümleri görebilmektir. Örneğin; Otorite önemlidir, liyakat önemlidir, eşitlik de önemlidir. Ancak çoğu insan bu çelişkileri aynı anda zihninde taşıyamaz.

“ikinci seviye(Dahi)” düşünürler bu aşamaların kalıcı kimlikler değil, gelişim basamakları olduğunu bilir. Duruma göre farklı aşamalara geçiş yapabilir, adeta “çevirmen” gibi roller arası geçiş sağlarlar.
İş, ilişki ya da topluluk fark etmez; doğru çözüm bağlama göre değişir. Bir CEO gibi net karar vermek gerekebilir, bazen empati daha iyi bir yol olabilir.
Kendi hayatını anlamak da böyledir: Hangi gelişim aşamasında olduğunu kabul etmek, zayıf yönlerini görmene, katmanlarını soymana ve daha iyi bir yaşama doğru ilerlemene yardım eder.
Yazıyı bitirdiğimde de şunuda fark ettim: İnsanların çoğu soruya takılı kalıyor, “Hayatımdan ne istiyorum?” sorusuna. Ve çoğu cevabı “bilmiyorum” oluyor. Çünkü tek bir boyuttan bakıyorlar. Oysa dört boyuta bakmaya başladığında, cevabın netleşiyor. İstediğin şey zaten orada, sadece haritayı birleştirecek berraklığa ihtiyacın var.
Bu derin bir konu. Burada sadece yüzeyine değindik. Devamı, kişinin kendi merakına ve keşfine bağlıdır. Ya da en iyisi umut'u arayın.
Saygılar
– Umut Yeşilyayla