8 min read

Neden Başladığını Unutma!

Başarının ölçütü başarısızlıktır. Başarılı olana kadar başarısız olursun. Bunun içinde tekrar tekrar başarısız olman gerekir, taki başarılı olana kadar. Her koşulda, tekrar deneyebilmek. 

Bir Sokak Pazarlamacısının son manifestosu tekrar denemektir. Hayatta ki en büyük arzunuz ne ? Finansal özgürlük - Neden ? Ailemi ve çevremi rahat ettirmek - Neden ? Topluma fayda sağlayabilmek - Sağlıklı Olmak - Zaman Kazanmak… iyi ama Neden ? 

Hayatın belirli bir döneminde finansal özgürlüğe ulaşabilirsin, iyi bir ailen olabilir, sağlığın çok iyi olabilir; fakat hayatın hava sürtünmesi bunları bir gün elinden alabilir, tüm müşterilerini kaybede bilirsin, sağlığın sorun yaşayabilir, ailenle sorun yaşayabilirsin. Tüm bu durumlarda dahi seni bu durumdan çıkaracak en önemli yeteneğin tekrar deneme kabileyetin olacak. 

Bu Manifestoyu 

  • Başarının Frameworkü 
  • Arzuların Değil Tutkunun İnsanı Ol 
  • Neden Başladığını Unutma 
  • Sonlu Sonsuz Oyun 
  • Girişimci Kal 

Başlıkları ile Ele Aldım. Keyifli Okumalar… :) 

Başarılı bir sokak pazarlamacısının yolculuğu, inişler ve çıkışlarla doludur. Her başarılı girişimci, başarısızlıkların kaçınılmaz olduğunu ve her başarısızlığın aslında bir öğrenme fırsatı sunduğunu bilir. 

Başarının Frameworkü

Bir eylemi nasıl tanımladığımız, o eylem ile ilgili tüm beklentilerimizi ve sonuçlarımızı etkiler. Bu konunun Manifesto 2 Verimlilik bölümünde uzun uzun derinlerine indik . Şimdi gelin manifestoyu tanımlayalım… 

Başarız Ol - Başarısız Ol - Başarısız Ol - Dene - Dene - Tekrar Dene - Tekrar Dene - Başarısız Ol - Burası Anlamsız - Başarısız Ol - Tekrar Dene - …………. 

Başarılı Ol 

o nokta anlamsız

Başarı tanımımız bu kadar. Kısa ve net, fazla söze gerek yok… 

Arzuların Değil Tutkunun İnsanı Ol

Bir işe başlamamızı sağlayan şey arzularımızdır. Başladığımız işe karşı duyduğumuz şey arzudur. Toplumun ise %98 ‘ i arzularını takip eder. Fakat arzulu olmaya o kadar çok alıştık ki sürekli yeni şeylere atılıyoruz, görüyoruz. Sosyal medyada tükettiğimiz içerikler bizi sonzuz bir arzuyla karşı karşıya bırakıyor, yeni online iş modelleri arzu hormonlarımızı tetikliyor, yaptığımız işte ki yeni atılımlar bizim arzu mekanızmamızı yerimizden oynatıyor. 

Asıl takip etmemiz gereken şey tutkularımızdır. Toplumun sadece % 2 ‘ si tutkularının peşinden gider. Bir işe başlayıp o işin derinlerine inmemizi sağlayan o işi devam ettirmemizi sağlayan şey tutkudur. Çok az kişi tutkularının peşinden gider. Bizi yönetenlerde tutkulu olmamızı istemezler, dikkatimizi vermemiz o işte uzmanlaşmamızı sağlar. Bu da bizi avantajlı bir konuma getirir. Tutku mekanızmamız okadar hantallaştı ki bunu zorlaya zorlaya düzeltmemiz gerekiyor. O yüzden Arzuların Değil Tutkunun İnsanı Ol.

Seth godin abimiz bu yüzden bir şey satarken bir şeyi geliştirmektense yeni bir fırsat satmamızı söyler, çünkü toplumun %98 i arzuludur, sürekli yeni bir fırsat isterler. Bir sokak pazarlamacısıda bunu işine ve iş ortaklırana uygular. 

Klasik pazarlamcılar ise, sürekli yeni iş modellerine atlar, 360 derece tüm dünyaya hizmet verirler, müşterilerinede ürününü geliştirmelerini söylerler. Sonrada biri gider biri gelir, sürdürülebilirlik kelimesini bilmezler. 

Neden Başladığını Unutma

Bu bölümü yazmak için telefonum da biraz geçmişe yolculuk yaptım. Sanki hayatım bir şekilde beni şuan ki umut olmam için çabalamış gibi, bir çok şey yaşanmalıymış ve yaşanmış. 

Hepimizin nedeni farklıdır, o yüzden simon sinek abimiz bir işe başlarken “nasıl” değil, “neden” sorusunu sormamız gerektiğini söyler, neden bu işi yapıyorsun… 

Bulunduğumuz işi devam ettirmek için bir motivasyona, bir kurtacı yada büyücüye, bir kıvılcıma gerek yok. Bırakın onları klasik pazarlmacılar alsın. Bir işi devam ettirmek bizim sorumluluğumuz, işe başlama eyleminin içinde olan bir şey. Bir sokak pazarlamacısı bu bilinci hem kendine hem iş ortaklarına aşılar ve devam eder. 

Hepimizin, ailemize karşı sorumluluğu, bulunduğumuz topluma karşı sorumluluğu var, insanlığa karşı sorumluluğu var. Türke Durmak Yaraşmaz. En nihayetinde başarı diye tanımladığımız şeyi bir sokak pazarlamacısı başarmış bir çok kişiden daha fazla hak ediyor. O yüzden bu senin için bir tercih değil, zorunluluk görevin… 

Kendi nedemine ve derinle inmeyi isterim fakat çok motivasyoncular gibi gözükmek istemiyorum, başka bültenlerde daha derinlere inicem. 

Sonlu ve Sonsuz Oyun

Küçükken oynadığımız oyunlarda tek bir amacımız olurdur. Kazanmak. O zamanlar olması gereken de buydu belki. 

Çok sonraları bir oyunun tek bir amacı ya da sonucu olmadığını öğrendim. Oyunu farklı bir şekilde oynamak mümkündü. Ve bu bilgi ticarete ve hayata bakışımı tamamen değiştirdi. 

James Carse adında bir yazarın ilk olarak ortaya çıkardığı sonlu ve sonsuz oyun kavramlarını açıklayayım. 

Sonlu oyunu bir bitişi, sabit kuralları, kazanan ve kaybedenin olduğu oyunlar olarak tanımlayabiliriz. Örneğin: Satranç, futbol maçı ya da tenis gibi oyunlar. 

Sonsuz oyunu ise bir bitişi, sabit kuralları olmayan ve amacın oyunda kalmak olduğu oyunlardır. Örneğin; hayat, evlilik, ve girişimcilik. 

Öncelikle bize genel olarak öğretilen ya da aktarılan kültüre bakalım ve sonra bu tanımlar hayatımıza neler katabilir, beraber inceleyelim. Yeryüzünde yaşayan insanlar olarak hayat, evlilik ve girişimcilik gibi 3 önemli alanı sonsuz oyun olarak görmemiz gerektiği aşikar. 

Hayatta kazanmak kesinlikle esas amaç olamaz, oyunda kalabilmek ve varlığını sürdürebilmek yegane gayemiz olmalı. Çevremize böyle baktığımızda şunu farkederiz. İlkokul yıllarından beri oyunlarımız kazanmak üzerine kuruludur. Ve biz kazanan olmadığımızda kaybeden taraf olduğumuzu düşünürüz. 

Evlilik, toplumumuza göre eşlerin birbirine üstünlük kurma çabası ve hakimiyeti kazanma oyunudur. Kimse kendini ezdirmemeli, gücünü göstermeli, haklı çıkmalı ve bunu sürdürmelidir. Oysa evlilik de sayısız oyuncunun oyuna dahil olduğu, sabit kuralları hiçbir zaman olmayan ve sürdürülebilirlik amacıyla yürütülmesi gereken bir ”oyundur.” 

Girişimcilikte ise videoları izlediğinizde hep bir düşman, rakip ve sizin yıkılmanızı bekleyen insanlardan bahsedilir. Kazanan olmak, pazar liderliğine oynamak, en iyisini yapmak ve herkesi yenmek gerektiği fikri aşılanır. Oysa yukarıda tekrarlı olarak bahsettiğimiz üzere amaç oyunda kalmak olmalıdır. Başka bir tabir ile ”positive sum game” yani ”birileri kazanırken yine başka birilerinin de kazanabileceği” oyunları kurgulamak ve bunların içinde yer almaktır. 

Tüm bunlara baktığımızda ortaya şu çıkıyor. Hayat bir oyunsa, bizim yaptığımız tercih -yani bu oyuna sonlu ya da sonsuz olarak bakışımız- kararlarımızı, beklentilerimizi ve başarıya nasıl ulaştığımızı doğrudan etkileyecektir.

Şimdi buradan yola çıkarak sonlu ve sonsuz oyuncular arasındaki farkları sırasıyla ele alalım. 

  1. Sonlu oyunun oyuncuları kazanmayı hedeflediği için diğerlerini daima rakip görür. Oysa sonsuz oyunun oyuncuları diğerleri oyunda kalmak için bir fırsat olarak görür. İşbirlikleri ile oyuna yeni boyutlar katar ve gerekirse rakip denebilecek kişi/kurumlarla bile ilişkiler kurar. 
  2. Sonlu oyunun oyuncuları kendi için iyi olana odaklanırken, sonsuz oyunun oyuncuları diğerleri(müşteri, danışan vb.) için iyi olana odaklanır. Yani işini ve hayatını mutlu müşterilere göre optimize eder. 
  3. Sonlu oyunun oyuncuları takipçi, tıklama, kazanç gibi geçici metrikleri takip ederken, sonsuz oyunun oyuncuları oluşturdukları varlıkları takip eder. Bunlar bir kitap, değer katan bir eğitim, sonuç üreten bir yazılım, fayda sağlayan herhangi bir sistem olabilir. 
  4. Sonlu oyunun oyuncuları için sadece ”kazanmak” ve ”kaybetmek” vardır. Sonsuz oyunun oyuncuları için ise ”kazanmak” diye bir şey yoktur. Oyunda kalmak ve oyuna devam etmek esas meseledir. 
  5. Sonlu oyunun oyuncuları zamanlarını bir hiç uğruna harcarken, sonsuz oyunun oyuncuları kendi zamanlarını yaratmak için sistemler ve varlıklar inşa ederler. 
  6. Sonlu oyun oyuncularını kopyalamaya, yarışmaya teşvik ederken, sonsuz oyun oyuncularına yaratıcı olabilme imkanı sağlar. Çünkü odağı kendine yatırım yapmak değil diğerlerinin problemlerini sonuca kavuşturmaktır. 

Bunun gibi örnekleri ve karşılaştırmaları çoğaltmak mümkün. Ancak meselenin özünü anladığınızı umuyorum. 

Visualize Value | Jack Butcher

Jack Butcher’ın görselde ifade ettiği gibi sonsuz bir oyunun döngüsünde herhangi bir yerdeyiz. Bir sona doğru ilerlemiyor bir oyunun içerisinde oynamaya devam ediyoruz. 

Bu bakış açısı ile doğayı, evliliğimizi, girişim ekosistemini sonsuz oyun alanları olarak görmeli ve bu kurallara göre oynamalıyız. 

İnsan sadece kendisinin kazanıp diğerlerinin kaybettiği senaryonun defterini kapatmalı ve oyundakilerin hep beraber kazandığı sahnelere gözünü açmalıdır. 

”Sonlu oyun oynayanlar için hayat ciddi, sonsuz oyun oynayanlar için ise eğlencelidir.” — James Carse

Girişimci Kal

Tüm manifestoların, sonucun ve sürecin tümüne baktığımızda da gördüğümüz şey şudur, girişimci olunmaz, girişimci kalınır. 

Bir sokak pazarlamacısının yolculuğu, cesaret, kararlılık ve bitmeyen bir öğrenme süreciyle doludur. Bu manifestoları okurken, sadece teorik bilgilerle değil, gerçek hayat deneyimleri ve pratik stratejilerle de karşılaştınız. Bu manifestolar, butik pazarlama ekipleri için sürdürülebilir bir ekonomi oluşturma yolunda birer rehber niteliğindedir. 

Bu yolculuğun sonuna geldiğimizde, öğrendiklerinizin işinize ve hayatınıza nasıl yansıyacağını düşünün. Her manifestoda vurgulanan değerler ve stratejiler, sizi ve ekibinizi daha güçlü, daha dirençli ve daha başarılı kılmak için burada. İşte birkaç önemli noktayı hatırlatmak istiyorum: 

1. Hareket Berekettir: Sürekli hareket halinde olun. Her yeni adım, yeni fırsatlar ve bereket getirir. Durmak, gerilemektir. 

2. Gerçek Verimlilik: Klişelerin ötesine geçin ve süreçlerinizi sürekli olarak iyileştirin. Verimlilik, başarıya giden yolda en büyük yardımcınız olacaktır. 

3. Değer Yaratma: Kazanç, sunduğunuz değerin bir yansımasıdır. Değer yaratmaya odaklanın ve müşterilerinizi mutlu edin. 

4. Kategoriyi Fethetmek: Kendi kategorinizde derinlemesine bilgi sahibi olun ve bu alanda ustalaşın. Başarılı olmak için, bulunduğunuz alanı fethedin. 

5. Ustalaşmak: İşinizde ustalaşın ve mükemmeli hedefleyin. Ustalaşmak, hem işin hem de insanın kalitesini artırır ve bu ustalık bulaşıcıdır. 

6. Tekrar Denemek: Her başarısızlık, aslında bir öğrenme fırsatıdır. Başarısızlıklardan ders alın ve tekrar tekrar deneyin. Başlangıçtaki motivasyonunuzu asla unutmayın. 

Artık bir sokak pazarlamacısı olmak için tüm yeteneklere sahipsin, bizimle tanışma vaktin geldi, seninle birlikte discord kanalımızda harika etkinlikler ve işbirlikleri yapmak için sabırsızlanıyorum… Butik ekibin ile birlikte katılıp bu değerler arasında yer almanı isterim… 

Hayallerinizin peşinden gitmekten vazgeçmeyin ve her zaman girişimci kalın! 

Başarı dolu bir yolculuk için, 

Bir Sokak Pazarlamacısı…